4 Kasım 2014 Salı

KALP, GÖNÜL, DAMAR, SES, NEFES....

Luck'a...
 
 
Derler ki adama sen o mezarları aldında ne demeye aldın? ;)
Hani cesaretliydin, alışkındın vedalara, iki dünya arasındaki geçitte, yatağını da hazırlamıştın?
Ne oldu şimdi ?
Tırstın değil mi?
Kolaydı öyle,, Şimdi ensen de işte..
Ne haber?
 
Acaba çok mu fazla abarttın?
Hazır mezar taşın bile bak Luck..
Ölmeyi sen oyun mu sandın?
Tuhaf...
Neden korktun şimdi?
 
Hani mis gibi püfür püfür Ankara manzaralıydı? Tepeden bakıyordu şehre?
Ablalarının yanıbaşındaydı.. ? Peyzajcın bile işe başlamıştı, yeşertmişti toprağını senin gireceğin güne kadar...

Sen ölüm sonrası ritüellerin adamıydın, isyan ettiğin brunchlarla, çiçekler ve dualarla, geride kalanlarının acısını sırtına almaktan hoşnut duyuyordun..
Ölüm öyle kolay değilmiş gördün mü?
Kolay değilmiş bir metrekare toprağa cesurca girmek....
 
Sevdiklerini ayakucunda örtüleriyle gözyaşı döküp kuran okurken karşılamak..
Sana göre olan bu mu?
Onlara cevap verememek, başucundaki esprilerine güldüğünü görememeleri...?
Ardını dönüp gittiğinde evlatların , annen, kardeşlerin, bağıramamak arkalarından "gitmeyin .." diye, yahut "yine gelin açmayın arayı " diye..

Bunları hiç hesaplamamıştın değil mi?
Ta ki soluğun ciğerinden çekilip alınıncaya kadar,
Yüreğinin ağrısı boğazını kesene kadar...
Tepkisiz hareketsiz yatağında yatıp bağlanana kadar..
Gecenin gündüzün farkını bilemediğin, tarihi saati anlayamadığın uzun saatler cam kenarı oksijene hasret yatışlara kadar?
Hayatı nasıl boşa geçirdiğini, anlamsız üzüntülerle, yorulmalar ve koşturmacalarla geçirdiğini tavana bakarken anladığın kadar anlamamıştın değil mi?
 
Hani çok özlemiştin gidenlerini, Babanı, Ablalarını....şimdi güç mü geliyor kavuşma duygusu?
 
Ne yaptın peki oraya gidebilme cesaretini üzerinde bulabilmek için de yaptırdın,yeşerttirdin o mezarı?
 
Ne oldu sana???

 
......
 
Son sorundan başlayayım.. Yanıtım yok iki kelimeden başka. yani kendiğimi bildiğim kadarıyla
'İyi niyet...'
Kötülük etmedim kimseye, üzmek istemedim, herkese sevgi vererek iyilik yapmak istedim. Başka da bişey yapamadım.. Haklısın...
Bu "dedem hacı" der gibi oldu farkındayım :)
 
Hesaplamamıştın degil mi? dedin,
Hesaplamasam mezar yerine araba alırdım... Gezer tozardım çocularımla...
 
Ardını dönüp gittiğinde sevdiklerime "Gitmeyin !" diye bağıracağımı kim bilir? Belki onlarla geziyor olacağım. Kim bilir?
 
Ölümü oyun mu sandın ? demişsin,
Ölümün oyun olmadığını en iyi bilenlerdenim.
Bu sözün çok saçmaydı... Unutalım gitsin...
 
Korktun mu? diyorsun,
Rabbimden hiç korkmadım ki hep ona sığındım, isyan edip "neden? "demedim, kavuşacaksam niye korkayayım,?  sevinç duyarım elbet..
Evet bazen dünyadan yılmışlığım ,gitmeyi arzulamış, kurtulmak istemişliğim çok olmuştur. Sadece kafamdan geçendir, bunu her kul yapar...
 
Haklı olduğun yer;  hayatımın , sağlığın kıymetini bilemediğimdir. İşte sadece buna diyecek bir sözüm yok.... Bu nedenle üzgünüm...
 
Ölüm sonrası ritüeller ise Rabbe inancımı pekiştirdi, her seferinde, gücüme güç kattı. Hayata bağladı. Ah edip vah etmedim, anmadım bile gidenlerimin adını, açılınca dinlemedim, kapadım konularını rüyalardan başka...
Duygusal davranmayım, zaaf göstermeyim, yoluma bakayım , geride kalanlarımın gülümseyişini görebileyim diye istençsiz yaptım bunu...
 
Can acısı kolay değilmiş, haklısın, tavanı izlemek, aynı evin içinde çocuğunu özlemek, ilgilenememek.. Bu daha acı bir can acısı emin ol...
 
Hastalıkta cefa da insan için, geçer , ümidimi yitirmem. Bu LucK'un onuruna sığmaz zaten...
 
Püfür püfür Ankara manzaralı demişsin,
Öyledir, biz bu perdeyi bu hayattan görüyoruz, perdenin arkası , ümidimiz Rabbin altını da üstü gibi yapması... Belki bugün, belki 40 sene sonra. bilinmez..l..
İnancımı yitirmedim.
 
Gidenlerine kavuşmayı çok istiyordun demişsin...
İstememem mi?... Gidenlerim benim bir yarım, kalanlar diğer yarım, hangisinden vazgeçeyim? Ortada kaldık ki biz, bunu anlar mısın anlatsam...?
 
Tırstım, haklısın.
Çünkü varlığımdan güç alan evladım var 4 tane.
Yitik imtihanlarından artık anormal semptomlar veren bir ailem...
Ben onlar için tırsıyorum. Onlardan varlığımın çekilmesinden.
Sadece onlar için tırsışım.
 
Bir psikaytrım vardı seneler önce,
Her ailede seçilmiş biri vardır farkında olmadan , senin ailende de sensin demişti.
Diğerleri üzülmesin diye içine atıp kendini üzen,
sizin ailede de sensin demişti.
Öyle geldi, öyle gidecek, 80 yılda yaşasam, hep diğer yarılarım için üzüleceğim, kendi akıbetim için değil...
 
Bilmeden özümü yargıladıysan da eyvallah..
....
Luck.
 

 
Adına, tadına, tuzuna, tozuna bakmayız
Acısını duyalım yeter.
Her nemiz var ise verip verip
Kalp, gönül, damar, ses, nefes
Hayal, hülya, rüya, şarkı, şiir miir
Ne bulursak girip girip,
Garip garip severiz biz."

Gel demiş Sultanımız,
Duyduk,
Uyandık,
Geldik...
Gelmez miyiz?...





3 yorum: